Devrimci Tutsaklardan Çağrı;Sesimiz Olun!
:: Devrimcilik :: Tecrit
1 sayfadaki 1 sayfası
Devrimci Tutsaklardan Çağrı;Sesimiz Olun!
Belki az çok tanıyorsunuz, belki de hiçbir fikriniz yok. Belki de yaşamınızın bir döneminde bizlerle kesişti yollarınız, belki bir arkadaşınızdan biliyorsunuz ya da bir akrabanızdan dolayı tanıyorsunuz bizleri.
Bu mektupta asıl yazacaklarımıza geçmeden once bir de biz kısaca tanıtalım kendimizi. Kimimiz onsekizindeyiz, kimimiz elli yaşını geçtik, kimimiz işsizdik, kimimiz mühendis; kimimiz işçi, memur; kimimiz öğrenci, iiportacı, esnafız.
Neden burada yattığımızı da, neden hapishanede olduğumuzu, "suç"umuzu da bilmek hakkınız. Kimimiz sendikalarda, derneklerde, meslek odalarında örgütlendik; kimimiz gecekondu yıkımlarına direndik; kimimiz polisin terorüne, baskısına, hukuksuzluğuna karsı boyun eğmedik, karşı koyduk. ancak hepimiz İMF’nin, dünya
bankası'nın sömürü politikalarına, AB'nin ve ABD'nin kuklası haline gelen, ulusal onurumuzu ayaklar altına alan iktidarlara karşı çıktık. haklarımız ve özgürlüklerimiz icin mücadele ettik. sonucta buradayız.
Asıl konumuza gelelim. F tiplerini ne kadar biliyorsunuz? tecrit işkencesi nedir, hiç duydunuz mu? bilmiyoruz... ama Almanya'daki Nazi kamplarını duymuşşunuzdur. ya da bugünün dünyasında ABD'nin guantanamo'daki hapishanesini veya irak'taki Ebu Gureyb hapishanesi'ni mutlaka duymuş olmalısınız.İşte ülkemizdeki f tiplerinin de o nazi kamplarından, guantanamo ve ebu gureyb'lerden farkı yoktur.
Türkiye'deki F tipleri 19 aralık 2000'de 28 tutuklunun yakılarak, operasyonunun ardından açıldı. Beşinci yılına giren F tiplerindeki uygulamalar şöyle:
- F tiplerine gelen herkes daha once elle ve elektronik cihazlarla defalarca aramadan geçirilmesine rağmen girişte atlet ve külotunuz da üzerinizde kalmayacak şekilde çırıl çıplak soyulur,dayatılan bu onursuz ve ahlaksız aramaya direnirseniz, dayak yersiniz.
- Hastane ya da mahkemeye gidip gelirken daha hapishaneden çıkmadan gidişte beş, dönüşte beş kez olmak üzere tam on kez aramadan geçirilirsiniz
- Kaldığınız hücreler tek ya da üç kişiliktir. tek kalıyorsanız hiç kimseyle, üç kişi kalıyorsanız yanınızdaki iki kişi dışında - gardiyanlar hariç- kimseyle konuşamaz, kimsenin yüzünü bile göremezsiniz. hastane ve mahkemelere götürülürken bile hücrelere bolünmüş araçlarla götürülürsünüz.
- Mahkemeye sunacağınız el yazısı savunmanız önce hukuki bir bilgi ve yetkiye sahip olmayan gardiyanlar tarafından denetlenir. gardiyanlar tarafından "sakıncalı" bulunmaz ve "olur" denilirse dilekcenizi mahkemeye ulastırabilirsiniz. yoksa el konulur.
- avukatınızla gorüsmeye giderken yanınıza kağıt kalem almanız yasaktır. Hücrenizden en fazla elli adım uzaklıktaki avukat gorüsüne giderken, gidis ve dönüşte tam üc kez aranırsınız.
- Bir haksızlığa uğradığınızda verdiğiniz dilekçenin akıbetini bilemezsiniz. İşleme konulup konulmadığını öğrenmek için bile dilekçe üstüne dilekce yazmak zorundasınız. (ek bilgi; dört yıldır F tiplerinden verilen onbinlerce suç duyurusu dilekçelerine rağmen ne uygulamalar değişmiştir, ne de keyfi dayatmalarda bulunan tek bir görevli cezalandırılmıştır. Keza gelen ve giden mektuplarımızın da akıbeti belli olmaz, tıpkı dilekcelerimiz gibi...
- Acil ve hayati rahatsızlıkları nedeniyle revire çıkmak isteyip de "doktor çarşıda", "doktor uzmanlık sınavlarını kazanıp gitti" cevaplarıyla doktor yüzü görmeden ölenler veya bizzat "doktor" tarafından hastaların kovulması f tiplerinin "sıradan" olaylarıdır
F tiplerindeki tecrit uygulamalarını daha da uzatabiliriz. hem de sayfalarca. ama gerek yok. Sanırız aktardığımız bu birkaç madde bile yeterince anlatıyor tecriti. Ve şimdi yeni ceza infaz kanunu (CİK) ile bütün bu yaşadıklarımız, maruz kaldığımız tecrit işkencesiyle sessiz sedasız hücrelerimize gömülmek istemiyoruz.
Yeni CİK 'in tek bir maddesi değil, baştan sona bütün maddeleri incelendiğinde tecrit işkencesinin, hukuksuzluğunun yasal uygulamalar haline getirildiği gorülecektir.
Bu mektubu, bilmediğiniz, duymadığınız ya da simdiye kadar da yanlış bilgilendirildiğiniz F tipleri, tecrit ve yeni CİK konusunda gerçekleri bir de bizden öğrenin diye yazdık.
Ama sadece bu gerçekleri bilesiniz, öğrenesiniz diye değil. bu gercekleri başkalarına da aktarmanızı istiyoruz. F tiplerindeki tecrite ve bu tecriti yasal bir uygulama haline getirecek olan yeni CİK'e karşı çıkmanızı istiyoruz.
İsterseniz önce dile getirdigimiz bu gerçekleri arastırın, soruşturun; biz burada söylediğimiz her cümleyi dilerseniz belgelerle, tanıklarla kanıtlayabiliriz. bize yazmanız, sormanız yeterli. Ancak bu söylediklerimizin gerçek olduğuna inanır, ikna olursanız bir sorumluluk da yüklenmiş olacaksınız. her şeyden once vicdanen, adalet duygunuza karşı bir sorumluluktur bu.
Ve unutmayın, 20 ekim 2000'de F tipleri ve tecrite karşı başlatılan ölüm orucunda şimdiye kadar 119 insan oldü. 600'den fazla insan sakat kaldı. ve beşinci yılında halen sürüyor bu direniş. Halen olüm döseğinde tecritin kaldırılması için direnenler var.
Belki ilk defa duydunuz, belki de görmek, duymak istemediğiniz bu gerçekle bir kez daha karşılasmış oldunuz bu satırlarla. sonuçolarak istesek de istemesek de, bir direniş yöntemi olarak doğru ya da
yanlış da bulsanız, ölümlerin yasandıgı ve devam ettiği gercek'tir.Ve bilirsiniz ki, kimse durduk yerde ölmez, ölemez. tecrit denilen politikanın nasıl bir sey olduğunu anlamanız için hatırlatmak istedik bunu da.
Bu mektubumuzla bir zincir oluşturmak istiyoruz. tecrit denilen karanlık kuyuda boğulmak istenenleri boğdurmamak icin uzatılan bir zincir olsun bu.
Bu zinciri olusturmak için; mektubumuzun fotokopilerini cekerek tanıdıklarınıza, eşinize dostunuza postalayabilirsiniz; mektubumuzu internet ortamında dağgıtabilirsiniz; sendikacıysanız ya da bir dernekteyseniz panonuza asabilirsiniz; gazeteciyseniz köşenizde yer verebilirsiniz, haber yaptırabilirsiniz; ev kadınıysanız misafirlerinize okutabilirsiniz; esnafsanız işyerinize asabilirsiniz; milletvekiliyseniz meclis kürsüsünden okuyabilirsiniz; bu mektubu bir gazete ya da dergide okuduysanız küpürü kesip cüzdanınıza koyup yakınlarınıza okutabilirsiniz... kısacası sözlü ya da bu haliyle yazılı olarak elden ele, kulaktan kulağa bir zincir olup ulaşmalı bu gerçekler.
İnsan düşüncesinin baskı ve zorla yokedilmesine karşıysanız, işkenceye, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşıysanız, insanın sadece mezarda yalnız kalabileceğine inanıyorsanız ve tecrit denilen bu silahın bir gün size de yönelmesini istemiyorsanız bu zincire bir halka da siz ekleyin!
F tiplerinde tecritin kaldırıldığı, ölümlerin durdurulduğu günlerde görüşmek umuduyla hoşçakalın.
Tekirdağ F Tipi Hapishanesi'nden Devrimci Tutsaklar
Alıntıdır
Bu mektupta asıl yazacaklarımıza geçmeden once bir de biz kısaca tanıtalım kendimizi. Kimimiz onsekizindeyiz, kimimiz elli yaşını geçtik, kimimiz işsizdik, kimimiz mühendis; kimimiz işçi, memur; kimimiz öğrenci, iiportacı, esnafız.
Neden burada yattığımızı da, neden hapishanede olduğumuzu, "suç"umuzu da bilmek hakkınız. Kimimiz sendikalarda, derneklerde, meslek odalarında örgütlendik; kimimiz gecekondu yıkımlarına direndik; kimimiz polisin terorüne, baskısına, hukuksuzluğuna karsı boyun eğmedik, karşı koyduk. ancak hepimiz İMF’nin, dünya
bankası'nın sömürü politikalarına, AB'nin ve ABD'nin kuklası haline gelen, ulusal onurumuzu ayaklar altına alan iktidarlara karşı çıktık. haklarımız ve özgürlüklerimiz icin mücadele ettik. sonucta buradayız.
Asıl konumuza gelelim. F tiplerini ne kadar biliyorsunuz? tecrit işkencesi nedir, hiç duydunuz mu? bilmiyoruz... ama Almanya'daki Nazi kamplarını duymuşşunuzdur. ya da bugünün dünyasında ABD'nin guantanamo'daki hapishanesini veya irak'taki Ebu Gureyb hapishanesi'ni mutlaka duymuş olmalısınız.İşte ülkemizdeki f tiplerinin de o nazi kamplarından, guantanamo ve ebu gureyb'lerden farkı yoktur.
Türkiye'deki F tipleri 19 aralık 2000'de 28 tutuklunun yakılarak, operasyonunun ardından açıldı. Beşinci yılına giren F tiplerindeki uygulamalar şöyle:
- F tiplerine gelen herkes daha once elle ve elektronik cihazlarla defalarca aramadan geçirilmesine rağmen girişte atlet ve külotunuz da üzerinizde kalmayacak şekilde çırıl çıplak soyulur,dayatılan bu onursuz ve ahlaksız aramaya direnirseniz, dayak yersiniz.
- Hastane ya da mahkemeye gidip gelirken daha hapishaneden çıkmadan gidişte beş, dönüşte beş kez olmak üzere tam on kez aramadan geçirilirsiniz
- Kaldığınız hücreler tek ya da üç kişiliktir. tek kalıyorsanız hiç kimseyle, üç kişi kalıyorsanız yanınızdaki iki kişi dışında - gardiyanlar hariç- kimseyle konuşamaz, kimsenin yüzünü bile göremezsiniz. hastane ve mahkemelere götürülürken bile hücrelere bolünmüş araçlarla götürülürsünüz.
- Mahkemeye sunacağınız el yazısı savunmanız önce hukuki bir bilgi ve yetkiye sahip olmayan gardiyanlar tarafından denetlenir. gardiyanlar tarafından "sakıncalı" bulunmaz ve "olur" denilirse dilekcenizi mahkemeye ulastırabilirsiniz. yoksa el konulur.
- avukatınızla gorüsmeye giderken yanınıza kağıt kalem almanız yasaktır. Hücrenizden en fazla elli adım uzaklıktaki avukat gorüsüne giderken, gidis ve dönüşte tam üc kez aranırsınız.
- Bir haksızlığa uğradığınızda verdiğiniz dilekçenin akıbetini bilemezsiniz. İşleme konulup konulmadığını öğrenmek için bile dilekçe üstüne dilekce yazmak zorundasınız. (ek bilgi; dört yıldır F tiplerinden verilen onbinlerce suç duyurusu dilekçelerine rağmen ne uygulamalar değişmiştir, ne de keyfi dayatmalarda bulunan tek bir görevli cezalandırılmıştır. Keza gelen ve giden mektuplarımızın da akıbeti belli olmaz, tıpkı dilekcelerimiz gibi...
- Acil ve hayati rahatsızlıkları nedeniyle revire çıkmak isteyip de "doktor çarşıda", "doktor uzmanlık sınavlarını kazanıp gitti" cevaplarıyla doktor yüzü görmeden ölenler veya bizzat "doktor" tarafından hastaların kovulması f tiplerinin "sıradan" olaylarıdır
F tiplerindeki tecrit uygulamalarını daha da uzatabiliriz. hem de sayfalarca. ama gerek yok. Sanırız aktardığımız bu birkaç madde bile yeterince anlatıyor tecriti. Ve şimdi yeni ceza infaz kanunu (CİK) ile bütün bu yaşadıklarımız, maruz kaldığımız tecrit işkencesiyle sessiz sedasız hücrelerimize gömülmek istemiyoruz.
Yeni CİK 'in tek bir maddesi değil, baştan sona bütün maddeleri incelendiğinde tecrit işkencesinin, hukuksuzluğunun yasal uygulamalar haline getirildiği gorülecektir.
Bu mektubu, bilmediğiniz, duymadığınız ya da simdiye kadar da yanlış bilgilendirildiğiniz F tipleri, tecrit ve yeni CİK konusunda gerçekleri bir de bizden öğrenin diye yazdık.
Ama sadece bu gerçekleri bilesiniz, öğrenesiniz diye değil. bu gercekleri başkalarına da aktarmanızı istiyoruz. F tiplerindeki tecrite ve bu tecriti yasal bir uygulama haline getirecek olan yeni CİK'e karşı çıkmanızı istiyoruz.
İsterseniz önce dile getirdigimiz bu gerçekleri arastırın, soruşturun; biz burada söylediğimiz her cümleyi dilerseniz belgelerle, tanıklarla kanıtlayabiliriz. bize yazmanız, sormanız yeterli. Ancak bu söylediklerimizin gerçek olduğuna inanır, ikna olursanız bir sorumluluk da yüklenmiş olacaksınız. her şeyden once vicdanen, adalet duygunuza karşı bir sorumluluktur bu.
Ve unutmayın, 20 ekim 2000'de F tipleri ve tecrite karşı başlatılan ölüm orucunda şimdiye kadar 119 insan oldü. 600'den fazla insan sakat kaldı. ve beşinci yılında halen sürüyor bu direniş. Halen olüm döseğinde tecritin kaldırılması için direnenler var.
Belki ilk defa duydunuz, belki de görmek, duymak istemediğiniz bu gerçekle bir kez daha karşılasmış oldunuz bu satırlarla. sonuçolarak istesek de istemesek de, bir direniş yöntemi olarak doğru ya da
yanlış da bulsanız, ölümlerin yasandıgı ve devam ettiği gercek'tir.Ve bilirsiniz ki, kimse durduk yerde ölmez, ölemez. tecrit denilen politikanın nasıl bir sey olduğunu anlamanız için hatırlatmak istedik bunu da.
Bu mektubumuzla bir zincir oluşturmak istiyoruz. tecrit denilen karanlık kuyuda boğulmak istenenleri boğdurmamak icin uzatılan bir zincir olsun bu.
Bu zinciri olusturmak için; mektubumuzun fotokopilerini cekerek tanıdıklarınıza, eşinize dostunuza postalayabilirsiniz; mektubumuzu internet ortamında dağgıtabilirsiniz; sendikacıysanız ya da bir dernekteyseniz panonuza asabilirsiniz; gazeteciyseniz köşenizde yer verebilirsiniz, haber yaptırabilirsiniz; ev kadınıysanız misafirlerinize okutabilirsiniz; esnafsanız işyerinize asabilirsiniz; milletvekiliyseniz meclis kürsüsünden okuyabilirsiniz; bu mektubu bir gazete ya da dergide okuduysanız küpürü kesip cüzdanınıza koyup yakınlarınıza okutabilirsiniz... kısacası sözlü ya da bu haliyle yazılı olarak elden ele, kulaktan kulağa bir zincir olup ulaşmalı bu gerçekler.
İnsan düşüncesinin baskı ve zorla yokedilmesine karşıysanız, işkenceye, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşıysanız, insanın sadece mezarda yalnız kalabileceğine inanıyorsanız ve tecrit denilen bu silahın bir gün size de yönelmesini istemiyorsanız bu zincire bir halka da siz ekleyin!
F tiplerinde tecritin kaldırıldığı, ölümlerin durdurulduğu günlerde görüşmek umuduyla hoşçakalın.
Tekirdağ F Tipi Hapishanesi'nden Devrimci Tutsaklar
Alıntıdır
:: Devrimcilik :: Tecrit
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz