F Tipi Hapishanesinden
:: Devrimcilik :: Tecrit
1 sayfadaki 1 sayfası
F Tipi Hapishanesinden
TEKİRDAĞ 1 NOLU F TİPİ HAPİSHANESİNDEN Tekin Tangün: Tecrit bir politikadır. Sistemli bir politika. Daha hücreye gelmeden önce başlar tecrit. Önce hedef belirlenir. Yok edilecek hedef? İstenmeyen, bitirilmek istenen,hiç haline getirilecek hedef Hedefi belirleyen iktidardır. İktidara karşı olan herkes hedeftir. Öncelikli olanlardan başlanır. İktidarın mekanizmaları girer devreye. Polis, MİT, Jandarma bunlar eliyle hedef, yaşadığı toplumdan koparılır. Bunun adı gözaltıdır. Ve işin başlangıcıdır. Sonra mahkemeler girer devreye. İktidarın mahkemeleri. Toplumdan kopartılan hedefin ne kadar süreyle tecrit edilmesi gerektiğine karar veren mekanizmadır. Tecritin yok edici dişlileri hakim ve savcıların cüppeleriyle örtülür bu mahkemelerde. Gerek varsa iktidarın medyası da girer devreye. Cüppelerin yetmediği, yetmeyeceği yerde gazete sayfalarıyla örtülür bu politikanın açıkta kalan, sırıtan yanları. Bunlar tecritin başlangıç aşamasıdır. Tecritin sürekliliği F tipleriyle sağlanır. Ama gövdesi F tipleridir. F tiplerinde duvarlar ve kapılar ardında bir hiçsinizdir. Daha adımınızı atar atmaz soyunun derler. Asıl istedikleri elbiselerinizi, iç çamaşırlarını çıkarmak değildir. Düşüncelerinizi çıkarmak istemektedirler beyninizden. Onurunuzu,, şerefinizi, utanma duygunuzu? Ne varsa insana ait çıkarmanız istenir. Kazağınızı? soyun, soyun derler. Gömleğinizi? Hadi çabuk ol, pantolonunu da En son hadi derler, onları da. Evet, donunuzu ve atletinizi de. İki dakikada yıldırım hızıyla bitirmek isterler işinizi. Yani insanlığınızı? Daha ilk anda yaptıkları iş budur. İstisnasız herkese yapılır. On beş-yirmi kişilik gardiyan ve asker karışımı bir grupla ellerinde coplarıyla isterler soyunmanızı. Düşünceleriniz, şerefiniz, utanma duygunuz ve insan olmanın onuruyla karşı çıktığınızda saldırı başlar. Yere yıkılırsınız. Zorla, parçalanarak çıkarılır üstünüzdekiler. İşkence yapabilirlerdi. Sizi istedikleri tek yada üç kişilik bir hücreye tıkabilirlerdi. İstedikleri zaman, istedikleri kadar ağzınızın içine varıncaya kadar arayabilirlerdi. İstedikleri mektubunuzu gönderir, size gelen mektuplardan istediklerinizi verirlerdi. İsterlerse ailenizle görüşebilirdiniz. İsterlerse avukatınızla, isterlerse doktora yada hastaneye gidilebilir, istemezlerse gidemezdiniz. İsterlerse mahkemelere çıkabilir, istemezlerse çıkamazdınız. Hangi konuda olursa olsun dilekçeyle yaptığınız tüm başvurulardan istedikleri işleme sokulur, istemedikleri sokulmazdı. İsterlerse elektriğinizi ve suyunuzu kesebilir,, isterlerse dergi yada gazetenizi vermeyebilirlerdi. Her şey ama her şey sadece ve sadece onların isteğine bağlıydı. İstedikleri olur, istemedikleri olmazdı. Sırf aşağılanmak için küfürlerle, hakaretlerle, dövülerek zorla çırılçıplak soyulmak ne demektir: O anda insan neler hisseder desem? Bütün bunların bir karşılığının, cezasının olmadığı bir adalete mahkum edildiğinizi düşünün desem. 1 Marta günü Bayrampaşa hapishanesinden Tekirdağ F tipine götürülmek için kaldığım koğuştan çıkarken üzerim arandı. Hapishane ile ilişiğimin kesildiği yerde de arandım. Ve hemen ardından orada bulunan bir tuvalete sokularak askerlerin saldırısıyla çırıl çıplak soyularak tekrar arandım. Kelepçeler bileğime oturtularak ring aracına bindirildim. Dört saat süren bir yolculuktan sonra Tekirdağ F tipi hapishanesine teslim edildim. Ve burada tekrar ellerimin kelepçesi sökülür sökülmez yeniden zorla, yere yatırılarak üzerimdeki giysiler parçalanarak çırıl çıplak soyularak bir kez daha arandım. Hakkınızı arayacağınız hiçbir kanal yoktu. Değil hak aramak, yaşadıklarınızı duyurmak, anlatmak bile mümkün değildi. Çünkü tecrit altındaydınız. Sevkte herhangi bir işkence görüp görmediğinize dair işkence izleri doktor tarafından tespit ediliyordu. Ancak muayene eden doktor için kelepçenin kanattığı bileklerinizin, morarmış ellerinizin, saldırılar nedeniyle oluşan sıyrıkların, kızarıklıkların hiç biri önemli değildi. Bunların tespit edilip, belgelenmesi konusunda ısrar ettiğinizde; Ne var ki bunlarda, olur o kadar cevabını? alırdınız. Bütün bunları dilekçeyle anlattığınız savcılar için de bir anlamı yoktu bunların. Soruşturmaya bile gerek duymuyorlardı. Bütün bu anlattıklarım bir süreçle, bir dönemle sınırlı değil, sürekli. Sürekli yaşamaya devam ediyorsunuz, edeceksiniz. Tecrit işkencesi, haksızlıklar, yalıtılmışlık sürdürülüyor. F tipleri böyle çıldırtıyor insanları. Anormal tepkiler, ruhsal dengenin bozulması, bunalımlar, intiharlar adım adım böyle gelişiyor. F tipleri ve tecrit böyle öldürüyor. | |
Alıntıdır
:: Devrimcilik :: Tecrit
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz